BAŞLICA SORUNUMUZ İŞSİZLİK

Gönderen SABİH SAMUR | 10:24 ÖÖ | , | 0 yorum »

Artık olaylara düz bakmalı şası bakışlarla bir yere varılamayacağını kesinkes anlamalıyız. Memleketimizin en büyük sorusunu işsizliktir. okullaarımız her yıl yüzlerce mezun veriyor. Ama iş yok. Her yıl bu mezunlar bir ordu meydana getirdiler. Durum çok vahim. Heer gün kapılarının önünden geçerken selâmlaştığımız bir küçük bakkaliye çalıştıştıran bir ana ve oğluı. Oğul 30 yaşlarında işsiz. Sandayeyi çekip annesinin yanına sokuldu. Kadın açıkgöz. İşsiz olan oğlunun öyle sessiz yanına yavaşça sokulmasının arkasının ne geleceğini tahmin edebiliyor: Yine para isteyecek. Kadının bakkaliyesinde zaten çok az malzeme kalmış. İş yok güç yok. Müşteri derseniz Hak getire. Kötü ekonomik durum herkesi etkilemiş, para yok. Devlet yeni iş alanları açamıyor. Adada yatırım yok. Ambargo ve kısıtlımalar halkı artık bunaltmış durumda. Kadın 'sokulma bana. Senin maksadını biliyorum' diye bas bas bağırıyor. 'Yine para isteyeceksin. Ama artık bende de para kalmadı oülum' diyen kadın göz yaşlarına boğuluyor. Oğlu ise 'Bağırıp çağırma be ana bana. Ne yapayım yani? Dün de düz işçilik olsun da elime cep harçlığı geçsin diye dolaştım durdum. bulamadım. Hırsızlık mı yapayım? Banka mı soyayım? Cinayet mi işleyim?' diye anasına cevap veriyordu, yalvarırcasına... Vatandaşın durumu bu. Peki ülkede ne oluyor? Ülkemize Türkiye'den denetimsiz göç geliyor. Onlar çok ucuza da çalışıyorlar. Oteller, Kumarhaneler ve TC sermayesi ile kurulan Radyo-TV'lerin biri battı. Ha kapandı kapanacak, satıldı satılacak. Çalışanlar ise Türkiye'den ithal ediliyor. Asgari ücretle çalıştırılıyor. Diksiyona dikkat edilmiyor. Ekrana yakışıp yakışmadığına önem verilmiyor. İşte millet yayında görsün yeterli oluyor. Peki diğerleri ne yapıyor? Onlar da zaten 'İstihdam devlet politikasıdır' diyerek kadroları kabartmış, devlete ek külfeet getirmiş. Devlet de parayı nereden bulup ödeyecek Türkiye'nin yardımına bakacak. Ama nerede yardım? Nerede yatırım? KAynak kurudu. Musluklar kısıldı. Bu durumda idarecilerimize istihdam yaratmak görevi düşüyor. Ama İktidar koltuk kavgasında. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanları verdiği yemekte biraraya topladı. Gçrüşmeler yaptılar. Görüş ayrılıklarını tartıştılar. Sonra da Cumhurbaşkanı Eroğlu, aradan çekilerek Başbakanın Bakanları ve UBP Üst Yöneticileri toplayarak hüKümetin Yargıyla ters düştüğü ve itaatsizlik içinde olduğu UBP Kurultayının tekrarlanması meselesini ele alarak çalışmalar yapma acil görevi ile başbaşa bıraktı. KKTC politikalarda, çeşitli köklü değişiklikler yapılası kaçınılmazlık arz etmektedir. Bir defa bölgecilik baskılarının ortadan kalkması ve KKTC'nde tek bir seçim bölgesi olmalıdır. Vatandaşlar bölgelerinde iş yapmayanları seçerek Cumhuriyet Meclisine göndermemeleri ve bölgelerde de seçmenler 'Bizim seçtiğimiz Milletvekillerini de Bakan yapacak mısınız?' gibi taleplere göre iş yapma, Meclise gitmeyerek boykot uygulama yapamayacaktır. Öte yandan Meclis Toplantılarına katılmayarak nisap oluşmasını engelleyen bir zümre vardır. Bu da UBP'nin bulaşkan bir hastalığı haline geldi. Onu gören öbürü de gelmez. Meclis de toplanamaz. Cumhuriyeet Meclisi Başkanı Hasan Bozer bu konuyu müteaddid defalar eleştiri konusu yaptı. Olmuyor. O halde daha zecri ve sonuç verici tedbir almak gerekiyor. Peki o nedir? Milletvekillerinin toplantılara gelmeyenlerei için zabıt tutulmalı ve ay sonunda o kadar gün maaşlarından kesilmelidir. Bakalım bir daha Cumhuriyet Meclisi toplantıları nisap oluşmadığından eertelenir mi. Bir de başka partiden seçilen ancak Bakanlık vaadedilerek Milletvekileri transeri meselesi vardır. Bu da seçim sistemimizin ayıplarından biridir. Bir de iktidardaki kadronun, daha önce saflarından kovduğu Milletvekilleri vardır. Hükûmet sıkıyı görünce 'Tükürüğünü yalar' misali o milletvekillerini geri saflarına çağırarak şimdi Milletvekili sayım artmış ve ben de koltukta güçlenmiş durumdayım havalarına giriyoır. Şurası bir gerçektir ki 1974 şartlarındaki anayasa, pasrtiler yasası, alışkanlıklar artık kesinkes değişmelidir. Böyle bir davranış, başta Meclis Başkanı Hasan Bozer olmak üzere çeşitli kesimleri çok memnun edecektir. Som olarak Türkiye'den cebine 50 TL ile adaya gelmeler durmalıdır. Elçiliğimizin bu işlere müdahale ederek, potansiyel hırsız veya mafya eğilimlere KKTC yolgeçen hanı yapılmamalıdır. Saffet Soykal

0 yorum