BANU AVAR

Gönderen SABİH SAMUR | 2:51 ÖS | , | 0 yorum »


BAZILARI ÇENEDİR,BAZILARI YÜREK
YÜREKLİ KADIN İLE İLGİLİ ROPÖRTAJI YENİÇAĞ GAZETESİ'NDEN ALINTI YAPARAK SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM.

Saygılarımla

Sabih Samur


YÜKSEL MUTLU, BANU AVAR’IN ÇARPITILAN SINIRLAR ARASINDA PROGRAMINI İZLEDİ VE YAZDI:

Nobel’in parası hâlâ silah satışlarından!

İsveç, en fazla silahı Amerika ve İngiltere’ye satıyor! Kendisi gölgede kalıyor, üretime devam ediyor! Halkın çoğunluğunun doğal desteği arkasında! Çünkü İsveç halkı her satılan silahla biraz daha zenginleşiyor... Ortadoğu’yu yakan silahlar, onlara medeniyet ve refah olarak geri dönüyor.
Nobel komitesi, her yıl sırf edebiyat dalında bir buçuk milyon euro ödül dağıtıyor. Diğer 4 dalın ödülü de bundan aşağı kalmıyor! Peki, bu para nasıl sağlanıyor? Vakıf gelirlerinden bir kısmı, Amerika’nın dev silah şirketleri Lockheed Martin ve Honeywell International adlı şirketlerin hisselerine yatırılıyor.
Nobel ödülünün ipliğini pazara çıkardığı için, Sabah ombudsmanı Yavuz Baydar ve Milliyet gazetesi tarafından adeta linç edilmek istenen, TRT’nin yüz akı isimlerden biri olan Banu Avar’ın son programının çözümünü Yeniçağ okurlarının bilgisine sunuyoruz. Bilindiği gibi, 301 kaldırılsın diyen Sabah’ın ombudsmanı Yavuz Baydar, Banu Avar’ı hem kendi kurumuna hem yargıya ihbar etmiş ve TCK 216’dan yargılanmasını istemişti. Sabah ve Milliyet gazeteleri ile NTVMSNBC ve Habertürk adlı internet siteleri de Baydar’ın başlattığı linç kampanyasına destek verdiler. Banu Avar, “Sınırlar Arasında” programında Nobel ödüllerini veren ülke olan İsveç’teki Nobel Vakfı’nın Amerikan Silah Şirketleri’nin hisse senetlerine yatırım yaparak para kazandığını ve ödülleri bu parayla ödediğini ortaya çıkarmıştı. Program, “İsveç’in Nobel’i” yazısıyla başladı ve şöyle denildi: “Amaca ulaşmak için her yol mübahtır. Bu, batılı bir atasözüdür. Doğulu atasözleri seçilen yolun çok daha önemli olduğundan sözederler. Batı dünyası, hedefe ulaşmak için barış ödülü de verir, silah da satar. Küresel seçkinler çıkarları doğrultusunda her yolu denerler. Her ülkede kendilerine yakın insanları örgütler, küçük gruplar oluşturarak kaleyi içten fethetmeyi hedeflerler... Kendilerine yakın olanları ödüllendirir, şöhrete garkederler ki başkaları da aynı yolu izlesin! Batı dünyası, Türkiye’deki aydınlara ödül verme yarışında. Orhan Pamuk Nobel edebiyat ödülünü aldı. Ardından Leyla Zana Norveç’te barış ödülü sahibi oldu. Elif Şafak da İsveç’te bir ödüle layık görüldü. Dünyada barış, edebiyat ve bilim ödülleri modasını başlatan Alfred Nobel’dir. Nobel, petrol ve silahla servet edinmiştir. Suçluluk duygusundan, ölüm makinalarıyla kazandığı paranın ödüllerde kullanılmasını vasiyet etmiştir... Gelin İsveç’e gidelim, ödüllerin ve silahların izini sürelim: Şaşaalı ödül törenleri, batı dünyasının en saygın isimleriyle dolu salonlarda yapılan gözkamaştırıcı toplantılar. Ekranlarda genellikle Washington, Paris, Brüksel çemberinde görünen büyük isimlerin yüzlerinde uçuşan medeni bir mutluluk. Dünya üçüncü bin yılda kana boyanırken verilen barış ödülleri! Dünya 3. binde kültürel olarak işgal edilirken verilen edebiyat ödülleri!
İSVEÇ’TEYİZ!İsveçdeyiz. Bir asırdır Nobel ödüllerini verme onurunu Norveç’le paylaşan ülkedeyiz.
Barış ödülünü, silah sanayiinin üstünde oturan Norveç, Edebiyat ödülünü de yine dünyaya silah ve demokrasi ihracıyla uğraşan İsveç veriyor. Her iki ülke de bu konularda Amerika’yı yakından takip ediyor. Aslında Nobel ödülü durumu mükemmel özetliyor. Bu ödüller adını Alfred Nobel’den alıyor. Peki, kimdir Alfred Nobel? Dinamiti dünyaya hediye eden adam! Bir silah sanayicisi bir petrol devi. Edebiyat ise hobisi. Alfred Nobel, bir asır önce küresel sermaye kozlarını paylaşırken ortaya çıkan önemli isimlerden biri. Patlayıcılara olan düşkünlüğünü babasından almıştı. Babasının Sen Petersburg’ta mayın fabrikaları vardı. Küçük bir çocukken patlayıcılara olan merakı yüzünden kızkardeşinin bile ölümüne sebep olmuştu...* * * Stockholm’de Horace Engdahl, bana Nobel törenlerinin yapıldığı büyük salonu gösteriyor:
Horace Engdahl: 1998’de Nobel komitesine seçildim. Tarihçi ve eleştirmenim. Bir yıl sonra komite sözcülüğüne getirildim. Ve edebiyat ödülü alanları ben açıklıyorum.Banu Avar: Alfred Nobel kimdir?Horace Engdahl: Nobel bir sanayiciydi ve bildiğiniz gibi dinamiti icad etmişti. Tüm Avrupa’da ve hatta Rusya’da silah sanayiini o kurdu. Sadece silah da değil, petrol yatırımlarına da girdi ve paranın büyük bir kısmı dinamit işinden değil Bakû petrollerinden geldi...* * * Petrol ve silah! Nobel, iki stratejik alanda yükselmişti. Alfred Nobel, Avrupa’nın her ülkesine, hatta Amerika ve Avustralya’ya silah satmıştı. Geçen yüzyıl başında 20 ülkede, 90 farklı yerde silah fabrikaları vardı. İsveç bu mirası bugün de sürdürüyor. Avrupa’nın en cevval silah yapımcılarından biri olarak biliniyor. Aynı zamanda adı ‘barış’la başlayan bir çok örgütlenmeye ev sahipliği yapıyor. Barış çalışmaları, barış enstitüleriyle adını dünyaya duyuruyor. * * * Alyson Bailes, SIPRI, yani Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü Başkanı. İngiliz bir diplomat ama İsveç’te yaşıyor, barış araştırmaları yapıyor...Banu Avar: SIPRI barış çalışmaları yapan bir enstitü. Burada ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?Alyson Bailes: İlgilendiğimiz konuların başında savunma harcamaları, silahlanma bütçeleri geliyor. İkinci olarak silahsızlanma konusuyla ilgileniyoruz ve son olarak güvenlik çalışmaları yani çatışmalı bölgelerde arabuluculuk konuları ilgi alanımızda.Banu Avar: Bunları silah satışıyla ünlenmiş bir ülkede nasıl yapabiliyorsunuz?Alyson Bailes: Biz İsveç’in silah satışını da araştırıyoruz ve silah sanayi ve ticareti konusunda soru işaretlerini ortaya koyuyoruz. Ama İsveç’in silah satış yasası oldukça düzenli. Şirketlerin çatışmalı bölgelere silah satışı yasalarla yasaklanmış.* * * SIPRI’nin silah transferi konusunda uzman araştırma görevlisi Simon Wezeman ise aynı fikirde değil: Siemon Wezeman (SIPRI’de uzman araştırmacı) : Yasalarda satış yasağı getirilmemiş, tavsiye niteliğinde cümleler var. Satılmayacak demiyor satılmamalı diyor. Biliyoruz ki şirketler dünyada çatışmalı bölgelere satış yapıyor! Maalesef kâr, prensiplerin önüne çıkıyor...Maddi çıkarlar tüm prensipleri ezip geçiyordu. İşte bu yüzden İsveç’in ünlü Bofors silah şirketi Asya’dan Afrika’ya tüm çatışma bölgelerine yıllardır silah satıyordu. 1991 yılındaki Körfez Savaşı’nda Amerika’nın kullandığı silahlar arasında Bofors’unkiler de vardı. Afganistan’ın işgalinde Bofors firması tarafından üretilen füzeler kullanılmıştı.Yasakları delenlere karşı, dünyada sulhun sağlanması için ne yapılabilirdi. Braşı enstitüsünün en tepesindeki isim Bailes, gariptir ama çözümü birleşik silah sanayiinde görüyor:Banu Avar: Ne yapılabilir yasakları delen ülkelere karşı?Alisson Bailes: Bu büyük bir problem. Her gün daha gelişmiş bir silah ortaya çıkıyor ve silah şirketlerinin maliyeti her geçen gün büyüyor. Bu maliyetin karşılanmasının tek yolu silahların dış pazarlara satılması! Biz şöyle bir çözüm üzerinde çalışıyoruz: Gelişmiş silahlar yapan ülkeler, maliyeti paylaşarak işbirliği içinde silah üretmelidir!Bir barış enstitüsü, batılı ülkelerin birleşik bir silah sanayii kurmasından sözediyor! İsveç en fazla silahı Amerika ve İngiltere’ye satıyor! Kendisi gölgede kalıyor üretime devam ediyor! Halkın çoğunluğunun doğal desteği arkasında! Çünkü İsveç halkı her satılan silahla biraz daha zenginleşiyor... Ortadoğu’yu yakan silahlar onlara medeniyet ve refah olarak geri dönüyor. Bu işin silah boyutu! İsveç Amerika ile silah sanayiindeki işbirliğini kültür diplomasisi denilen alanda ve demokrasi çalışmalarıyla da yürütüyor. Amerika’nın demokrasi projesinde aktif yer alıyor.* * * Kültür diplomasisi; aslında soğuk savaş yıllarında ortaya çıkmış bir amerikan projesi. Amaç, özellikle Müslüman ülkelerin aydınlarını, kazanmak olarak belirlenmişti. Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı bir raporda” Amerikan değerleri “nin yayılması için en etkili yöntemin ‘medeniyetler arası diyalog’la ilgili çalışmalar yapan yazar çizerin kazanılması olduğu belirtilmişti! Amerikan Başkanı George Bush 2004’de Türkiye ziyaretinde bakın ne diyordu: ” Orhan Pamuk’un eserleri, tıpkı Türkiye gibi, kültürler arasında bir köprüdür. Pamuk’un da söylediği gibi, bu toprakların insanları, uygarlıkların, kültürlerin, Doğu ile Batı’nın çatışmasının esas olmadığını anlamıştır. Pamuk, ‘en önemli şey, başka uygarlıklardan insanların, tıpkı sizin gibi olduğunu anlamaktır’ demiştir! “ Böylece Pamuk, son yıllarda Başkan Bush’un en çok adını andığı Türk unvanını da kazanmıştı. İsveç Akademisi ise, ‘2006 Nobel Edebiyat Ödülü’nü Orhan Pamuk’a verirken şu açıklamayı yaptı: ‘Bu ödül bir kentin melankolik ruhunun izlerini süren, kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan Orhan Pamuk’a verilmiştir!” Horace Engdahl ise “önemli olan ‘küresel edebiyat’ yaratmak” diyordu: Engdahl: Küresel bir edebiyat fikri Alfred Nobel’in de fikriydi.. Banu avar: Alfred Nobel’in vasiyetinde ne vardı?Engdahl: Vasiyette Nobel ödülü alacak kişilere ait kriterlerle ilgili bir şey söylenmiyordu. Bir iki cümle vardı. ‘İdeal olanı, doğru, en mükemmel eseri bize takdim eden yazarı ödüllendirmeliyiz!’diyordu. Maalesef ‘ideal olan’nedir belirtmiyordu. Bu sebeple, 100 yıldır tartışmalar sürüyor...Alfred Nobel, San Remo’da 1896’da öldüğünde, serveti 1 milyar krondu! Miras üçe bölünecekti. Sevgilisi Sofie Hess ve kuzenlerı arasında üçte ikisi paylaştırıldı. Kalan 33 milyon kron, her yıl insanlığa hizmette bulunanlara sunulacaktı. Bu ödüller fizik, kimya, tıp edebiyat ve barışa hizmet edenlere toplam beş dalda verilecekti. Nobel’in bu vasiyeti önceleri büyük tartışma yarattı. Ancak 1900 yılında İsveç hükümeti Nobel Vakfı’nı kurdu. Bu yıldan sonra da nobel ödülleri düzenli olarak verilmeye başlandı. Bir çok kişi Nobel’in bu ödülleri bir çeşit suçluluk duygusuyla vasiyet ettiğini söyledi.- Öyle denir ama bence edebiyat ödülünden çok, barış ödülü bu duyguyla ilişkilendirilebilir. Patlayıcıların mucidi olarak böyle bir ruh haliyle bu ödülü düşünmüş olabilir...Nobel komitesi her yıl sırf edebiyat dalında bir buçuk milyon euro ödül dağıtıyor diğer 4 dalın ödülü de bundan aşağı kalmıyor! Peki, bu para nasıl sağlanıyor?Bilinen o ki Nobel’in mirası akıllıca kullanılıyor. Mesela vakıf gelirlerinden bir kısmı, Amerika’nın dev silah şirketleri Lockheed Martin ve Honeywell International adlı şirketlerin hisselerine yatırılıyor. Banu Avar, barış enstitüsü’nden Wezeman’a silahlanma yarışına karşı ne yapılabileceğini soruyor:Siemon Wezeman: (SIPRI uzmanı ) En korkunç silahlar artık kullanılmıyor. kullanımları yasak. Ama konvansiyonel silah satışı hâlâ çok fazla.Banu Avar: Ama Irak’ta kimyasal silahlar Türkmenlere karşı kullanıldı, Filistin’de beyaz fosfor..Siemon Wezeman: O zaman ambargolar ve yaptırımlar devreye girmeli!Banu Avar: Yapmayın... Sizce süper güç Amerika’ya kim yaptırım uygulayacak?Siemon Wezeman: Bu bir sistem ve anlaşmalar meselesi. Bence en büyük güç bile uluslar arası anlaşmalara karşı duyarlıdır. öte yandan eğer büyük bir güçseniz, bir çok yasayı ihlal edebilirsiniz!!!Nobel Barış ödülleri kimlere verildi? Büyük güçler her istediklerini yapar sonra o uluslar arası anlaşmalar denen tartışmaların üzerine çıkar işin içinden sıyrılır! Silahların üzerinde oturur, dünyaya barışı anlatırlar! Nobel barış ödülleri onlarca yıldır belli misyonların sahiplerine verildi. İşte değişik dönemlerden bazı ödül sahipleri: 1930’da ekümenik hareketin lideri, başpiskopos Lars Olof Nathan: Dine yaptığı katkılardan dolayı...1953’te Amerikan Başkanı George Marshall: Ünlü Marshall planı ile...1990’da Sovyetler Birliği son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov: Artık bir sovyetler kalmadığı için...2002’de Amerikan Başkanı Jimmy Carter: Demokrasi çalışmaları dolayısıyla, ve 2001’de BM Genel Sekreteri Kofi Annan, dünya barışına önemli katkılarından dolayı Nobel Barış Ödülü aldılar! Kimisi yardım yaptığı ülkeleri, IMF’ye bitmez tükenmez borçla bağladığı için, kimisi sosyalizmin dağılmasına yardımcı olduğu için, kimisi Amerikan çıkarları doğrultusunda doğulu ülkelere demokrasi ithal ettiği için ödül almıştı!

0 yorum