Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 25 yıl önce bugün, 15 Kasım 1983’te çok kan ter gözyaşı döküldükten sonra Türk Ordusu’nun 20 Temmuz 1974’de Rumların Enosis macerasını bitirmesinden sonra ilan edildi! Unutmak, maalesef milli zaafımız! Kıbrıs’ta 1945’ten sonra İngiltere müstemlekelerini tasfiye ederken Kıbrıs'tan da çekiliyordu...
ALTEMUR KILIÇ - Yeni Alanya Gazetesi
-----------------------
Bu sırada Türkiye’nin o zamanki Dışişleri Bakanı Profesör Fuat Köprülü inanılmaz bir gafletle,
“Kıbrıs diye bir sorunumuz yok” demişti ama Rumların, Yunanlıların emelleri vardı. Başpiskopos Makarios’un himayesinde Yunan Subayı Grivas’ın yaptıklarını banyo küvetinde öldürülen bebeklerin fotoğraflarını, mücadelenin ilk öncüleri Dana Efendi ve Fazıl Küçük’ü unuttuk! Sonra da Makarios Cumhuriyeti aldatmacasını da unuttuk… Kanları pahasına savaşan TMT mücahitlerini ve onlara komutanlık yapan adsız kahraman subaylarımızı kim hatırlar! Büyük Lider Rauf Denktaş şükürler olsun ki yaşıyor! Ama onun makamında işbirlikçi Mehmet Ali Talat oturuyor ve bırakırsak KKTC’yi bitirmek üzere… Ve maalesef Annan Planı fiyaskosunun mimarı AKP de buna yardım ediyor! Acı olan, Kıbrıs halkının bir kısmı da teslimiyetçi. AKP de, onlar da AB hayali uğruna!


TESLİMİYET KOMPLOSU


Şimdi teslimiyetçilerin KKTC’ye kurmak istedikleri tuzak ortaya çıktı! KKTC’nin kurucusu 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Ümraniye (Ergenekon) davası ile Kıbrıs arasında kurulmak istenen bağlantıya dikkat çekti. BRT televizyonundaki bir programda, “Bana kadar parmağını uzatanlar oldu. Bunlar safsata. Kıbrıs’ta fedakârlık yapılacaksa, halkın kabul etmeyeceği şeyler yapılacaksa, direneni suçlayarak zayıflatmak bir siyasettir”… Oyunun amacı masadan kalkılmayacak ama baskı bize gelecek. Kıbrıs teslimiyete gidiyor. Türk askeri başı eğik, bayrağını toparlayıp, şehitlerin kemiklerini torbaya koyup Anadolu’ya dönecek böyle gidersek... Türk milleti buna layık mı, olacak iş mi bu?


TAHA AKYOL FİLAN!


Taha Akyol’u milliyetçi olarak tanımıştım! MHP yayın organı Hergün Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı idi! O zaman yazdığı ateşli yazılar bulunsa da okunsa! 12 Eylül’de bu sıfatla hapis yattı. Sonra ne olduysa oldu, herhalde para ağır bastı. Bu zat 180 derece döndü. Bu adam takkeli bir liboş oluverdi. İnsanlar düşünceleri yönünde yer değiştirler ama para karşılığı böyle döneklik başka bır maharet ve karakter ister! Zamana ve zemine göre renk değiştirene ne denir? Bu hep bilgiçlik taslar. Boyuna Mustafa Kemal’le uğraşır. Tarihin çöğdüklerinde dolaşarak “Hangi Atatürk?” diye sorar. Yani Mustafa Kemal'in mevsime göre değişen yani kendisi gibi bir adam olduğunu kanıtlamaya çalışır! O’nu yıpratmaktır gizli amacı! Son olarak “Atatürk’ü okumak” başlığı altında iki yazı yazmış. Bu yazısında da “Atatürk’ü tabii kendisine göre doğru okumakla bu şekilde araştırmalarıyla, Atatürk'ün değişik dönemlerdeki politikaları ve görüşleri kavranabilir” diyor. Her yazısında yaptığı gibi O’nun Nutuk’unu referans tanımıyor! Bu yazılarda söyledikleri ayrı bir konu! Fakat Akyol lütfetmiş, “Atatürk’ü okurken” hatta Kılıç Ali falan gibi ikinci sınıf adamların anılarını da incelemek gerekir” demiş! Evet, bilhassa Akyol babamın anılarını dikkatle okumalı. O anılarda ibret alınacak çok şey var. Ve de babamın ne tür bir adam ve Atatürk sevdalısı, gönüllüsü olduğunun kanıtları da var. Taha orda sözü geçen gafiller ve hainler” arasında kendisini de bulabilir! Atatürk'ü ve babamı bu gafil ve hainlere karşı savunmak boynumun borcu. Kılıç Ali, Mustafa Kemal’in yanındaki falan gibi ikinci sınıf adamlardan değildi! Akyol filan gibiler, onun onların ayaklarına su dökemezler! Hem Kılıç Ali'ler, Balkan Harbi’nde savaşır, Çanakkale’de yaralanırlarken Kurtuluş Savaşı’nda, iç ve dış filanlarla mücadele ederken, şimdi Atatürk'e ve ona laf atanların babaları, dedeleri, acaba neredeydiler? Özellikle Taha Akyol’un? Daha önce sormuştum, gene soruyorum: Boğazlıyan Kaymakamı şehit Kemal Bey’in Nemrut Mustafa Paşa Harp Divanı’nda idam edilmesine, tanıklık ederek sebep olan Yozgat Müftüsü Taha Akyol’un dedesi mi? Tabii, akrabalık suç değil, ama malum, soydur çeker…

0 yorum