İnsanların vazgeçilmezleri vardır; tuttuğu takım, kullandığı araba markası, okuduğu günlük gazete gibi.
Gün gelir o vazgeçemediğin, kendini bildin bileli okuduğun ve inandığın gazetenin kaptanının
Senin vatan, bayrak ve devlet anlayışınla ilgili tamamen zıt düşüncelere sahip olduğunu geçte
olsa fark edersin.
Evet, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sn. Ertuğrul Özkök’ten bahsediyorum.
Bizi “İmralı’da Hareket Var” başlıklı yazısıyla aydınlatan Yüce İnsan…
Yüce İnsan Ertuğrul Özkök’ün köşesinden bize ilettiklerine göre;
12 ve ya 19 Ağustos tarihlerinden birinde İmralı’daki konutunda istirahat eden Abdullah Öcalan tarafından 4 bölümden oluşacak bir “Çözüm Planı” , diğer adı ile “yol haritası”
açıklanacakmış.
Eski adı “Terörist başı” olan ama bu adını unutmamız gerektiğini bize hatırlatan Ertuğrul’a göre, Yol Haritası Sunucusu Abdullah Öcalan, Avukatlarının anlattığına göre bu güne kadar 1.000’e yakın kitap okumuş.
Bunlar arasında Hegel ve Derida gibi düşünürler de varmış.
Sağlık durumu iyiymiş.
Devrimci testislerinde prostat sorunu ve kulaklarında çınlama varmış.
Günde bir saat havalandırmaya çıkma hakkına sahipmiş.
Ancak çıktığı avlu çok darmış.
Duvarları çok yüksek olduğu için sadece biraz gökyüzünü görebiliyormuş.
Kaldığı bölmede küçük bir pencere varmış.
Ancak bu pencere de havalandırmaya bakıyormuş.
Yahu inanın kahrımdan bir büyük şarap açıp Ertuğrul’u da karşıma alıp Abdullah’a olan üzüntümden içeceğim.
Ah be sevgili Apocan kimler koydu seni oralara? Neden koydular?
Biz ne unutkan milletiz? Hatırlayamıyorum!
30–35 bin şehitten bahsediyorlar, herhalde onlar intihar filan etti yani senle alakası yok sanırım.
Az kalsın bu devlet seni yanlışlıkla asıp kahraman yapacaktı.
Sonra birileri, seni gününde açılmak üzere İmralı adlı kutuya koydu. Şimdi gününün geldiğini düşünenler seni bu kutudan çıkararak Nobel ödülü de alacak olan bir Özgürlük Savaşçısı yarattıklarını düşünüyorlar.
Ertuğrul diyor ki;
Ben Öcalan’ın yaptığı açıklamayı merakla bekliyorum.
Çünkü hâlâ şuna inanıyorum.
Kürt sorununun çözümünde onun çok önemli bir rolü vardır.
Türkiye’nin bugüne kadar Öcalan’la gerçekçi bir ilişki kurmaya çalışmamasını tarihi bir yanlışlık olarak görüyorum.
Biliyorum şehitlerin, gazilerin acısını unutmak, unutulmasını istemek insanın içine sindirebileceği bir duygu değil.
Ama “hatırlamakla” “unutmamak” arasında çok önemli bir fark var.
Acıları hatırlayalım, ama bazı şeyleri de unutalım
.”
Bu beyin yıkama propagandasından etkilenebilecek Türk Evladı olduğunu zannetmiyorum.
Türkiye, Ertuğrul Özkök’e rağmen ve aynen başında bulunduğu Hürriyet Gazetesi’nin logosunun hemen sol tarafında yer alan spotta belirtildiği gibi Türklerindir.
“Türkiye Türklerindir”.
Bu Türkler ki şu an yapılan ve yapılmak istenen her türlü tezgâhın farkındadırlar.

Amerika’nın BOP adı altında uygulamaya çalıştığı ve sahibinin sesi sıfatıyla Terörist başı ve bebek katili Aponun ağzı ile önümüze konulacak olan çözümün kibar adı “DEMOKRATİK ÖZERKLİK”tir.
Yeni Osmanlılar gazı ile sanki Ortadoğu’da daha güçlü ve büyük bir Türkiye hayali önümüze koyulurken, perdenin arkasında ise “Birleşik Kürdistan Cumhuriyeti” yatmaktadır.
Bunu temel taşı ise Özerklik ve Federal yapılanmadan geçmektedir.
Özetle Sevgili Ertuğrul Özkök bu vatan sahipsiz değil ve bu vatanın sahipleri uyumuyorlar.
Eğer TC bir vatan haininden medet umuyor gösterilmeye çalışılıyorsa ve birileri bunun basın sözcülüğünü yapıyorsa, TC’nin gerekli birimleri devreye girecektir.
Hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Saygılarımla
Sabih Samur

0 yorum