DTP tarafından hazırlanan “Kürt Sorununa İlişkin Demokratik Çözüm Projesi” isimli kitapçığın milletvekillerine, elçiliklere ve basına dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Milleti’ne yönelik yapılmış bir ihanettir. Yapılan bu ihanete ve hainliğe karşı savcıları ve TBMM’yi göreve çağırıyorum.TBMM çatısı altında Anayasaya sadakatten ayrılmayacaklarına yemin etmiş olmalarına rağmen demokratik özerklik adı altında eyalet sistemini, kamusal alanda ve eğitimde anadilin önünün açılmasını, “Türk Ulusu” kavramı yerine “Türkiye Ulusu” ve “Türk” yerine de “Türkiyeli” kavramlarını savunmak bir çelişki olmakla birlikte, bölücü terör örgütünün sözcülüğünü yapmaktır. Ayrıca, emniyet ve adalet hizmetlerinin merkezi yönetim ile kurulması istenen bölge meclisleri tarafından ortak yürütülmesi uygulamada bölgeler arasında farklılıklara neden olabileceği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasasına ve üniter yapısına ters düşecektir.Türkmen’iyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle Büyük Türk Milleti’nin mensupları olmamızı ve hepimizin ortak sorunu olan “Bölücü Terör Sorununu” görmezden gelen DTP, sorunu “Kürt Sorunu” olarak lanse edip, çözüm araması ülkemizde bir iç çatışma oluşturmaya çalışmaktadır. Öte yandan dağdaki eşkıya ile Devlet arasında arabuluculuk misyonunu kimse üstlenemez. Tam tersine Devlet, Devletin büyüklüğünü gösterir, eşkıyanın bulunduğu ini basıp onu oraya gömer. Bölücü terör örgütünün elebaşlarına teslim ol çağrısı yapar, teslim olmayanı da yakalayıp idam eder.Bölücü terör örgütüne terör örgütü bile diyemeyen ve hatta söylemleriyle örgütün sözcülüğünü yapan DTP, bu hareketiyle önce özerklik, ardından da ayrı bir devlet kurma planının öncülüğünü yapmaktadır. Ancak sözde demokratik haklarını kullanan bu şahıslar hakkında bugüne kadar birçok suçtan dolayı dokunulmazlık fezlekeleri hazırlanmasına rağmen dokunulmazlıkları hala kaldırılmış değildir. Derhal TBMM’nde dokunulmazlık dosyaları gündeme getirilip hukukun önündeki dokunulmazlık engeli kaldırılmalı ve yargılanmalarına imkân tanınmalıdır. Daha önce de bu şahısların yeminlerine sadık kalmadıklarını ve bölücü terör örgütü ile iç içe geçtiklerini dile getirip, “dokunulmazlıkları kaldırılsın” dediğimizde “DTP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırırsak, dağa giderler” denmişti. Peki, dağa gitmediler daha mı iyi oldu? Bırakın gitsinler, gidecekleri yer Kandil, burnumuzun dibi. Cumhuriyetimizin 85. yıldönümünü kutladığımız günlerde TBMM’yi Kandil zannedip, ellerini kollarını sallayarak “Vatana ihanet kitapçığı” dağıttılar. Biz milletimizin seçtiği herkese saygı duyarız. Ama İmralı ile Kandil’den emir alan vekile değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti üniter bir devlettir. Özerklik söz konusu bile olamaz. Özerklik istiyorlarsa defolup gitsinler.Bizler biliyoruz ki Türkmen, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni bir milletiz ve kardeşiz. Bölücü terör örgütü ve DTP bu birlikteliği, kardeşliği bozamaz, kimsenin de gücü yetmez. Bizler asırlardır etle tırnak gibi birlikte yaşayıp kız almış – kız vermiş, iç içe geçmiş bir milletiz. Halkımızı bölücü terör örgütünün ve DTP’nin provokasyon çalışmalarına karşı uyanık olmaya çağırıyorum. Bölücü terör örgütünün ve DTP’nin oyununa gelmeyelim. Muhsin YAZICIOĞLUBüyük Birlik Partisi Genel Başkanı

0 yorum